ZEKAT HADİSLERİ


Zekâtın Medine döneminde farz kılındığı bilinmekle birlikte bunun hangi yılda gerçekleştiği tartışmalıdır. Bir tesbite göre zekât hicretin 2. yılında ramazan orucundan önce, diğer bir tesbite göre ise aynı yıl ramazan orucundan sonra farz kılınmıştır.

Bir rivayette Hz. Peygamber'in zekât farz olmadan önce fıtır sadakasını vermeyi emrettiği, zekât farz kılındıktan sonra ise fıtır sadakası konusuna değinmediği, ancak müslümanların her ramazan ayında bayram namazından önce fıtır sadakası vermeye devam ettikleri belirtilmektedir:
Kays İbnu Sa'd İbnu Ubâde anlatıyor:
 "Resülullah (aleyhissalâtu vesselam), zekât emri gelmezden önce, bize sadaka-i fıtr'ı emretmişti. Zekât farz kılınınca, fıtır sadakasını ne emretti ne de nehyetti. Biz onu yerine getirmeye devam ettik..."Nesâi, Zekât 35, (5, 49); İbnu Mâce, Zekât 21, (1828).

Bu rivayet, fıtır sadakasının zekâtın farz olmasından önce emredildiğini gösterdiğine göre ve orucun farz kılındığını bildiren âyet hicretin 2. yılında indiğine göre, zekâtın ramazan orucundan sonra farz olması gerekmektedir.

Not: İbnu'l-Esîr, zekâtın hicrî dokuzuncu yılda farz kılındığını kesin olarak ifade etmiştir. Ancak daha hicrî beşinci yılda Peygamberimize gelen Dımâm b. Sa'lebe "(Bu sadakayı) zenginlerimizden alıp fakirlerimize dağıtmanı sana Allah mı emretti?" sorusu ile zekâttan bahsettiğine göre(Buhârî, Adâhî, 4, 7, 12; Müslim, Adâhî, 10; İman, 10. ) bu ibâdetin daha önce farz kılındığı anlaşılmaktadır. İbnu'l-Esîr'in bahsettiği olay, muhtemelen memurlar tayin edilerek zekâtın devlet tarafından toplanmaya ve dağılmaya başlanmasıdır. Kays b. Sa'd "Rasûlullah bize, zekât âyeti inmeden önce fıtır sadakasını emretti" demiştir.(yukarıdaki hadis) Kastedilen âyet ise "Mallarından, onları temizleyeceğin ve ruhlarını yücelteceğin bir sadaka (zekât) al" meâlindedir. (Tevbe: 9/103).



ZEKAT ÖDENECEK MALIN ŞARTLARI:
"Üzerinden bir -kamerî- yıl geçmedikçe, o malda zekât yoktur" (İbn Mâce, “Zekât”, 5)






Hadislere  ve içtihada göre ölçü tablosu:

CİNSİ
NİSABI
NİSPETİ
ORANI (%)
Altın
80,18 gr
(20 miskal)
1/40
2,5
Gümüş
561,2 gr
(200 dirhem)
(5 ukiye)
1/40
2,5
Para, ticari mal
80,18 gr altın veya
561,2 gr gümüş karşılığı

1/40
2,5
Toprak ürününde öşür (sulanmayan)
Yok *
1/10

10
Toprak ürününde (sulanan)
Yok *
1/20
5
Bal
Yok *
1/10
10
Deve***
5 deve
1/5 koyun

Sığır vb.***
30 sığır
1/30 buzağı

Koyun vb.***
40 koyun
1/40

At***

1/40 (değeri üzerinden)

Deniz ürünleri**

1/5**
20
Maden ve defineler
Yok *
1/5
20
Sınaî servet, yatırım ve üretim ve araçları***
80,18 gr altın veya
561,2 gr gümüş karşılığı

1/40 (geliri üzerinden)
2,5
Bina ve Nakil Vasıtaları***
80,18 gr altın veya
561,2 gr gümüş karşılığı

1/40 (geliri üzerinden)
2,5
Hisse Senetleri***

1/40 (değeri veya geliri üzerinden)


Not: Toprak ürünlerinin zekâtı (öşür), hububatta harman vaktinde, meyvelerde ise toplandıktan sonra verilir.Deniz ürünleri ile ilgili oranlar, hadislerden çok içtihada dayanır.*Görüş ayrılığı var. **Deniz ürünleri en tartışmalı konudur.Peygamberden hadis yoktur ,içtihad üzere görüş belirtilmiştir.Hanefiye göre bunlarda zekat yoktur.Fakat en mantıklı görüş  inci ,mercan,sünger ve anber gibi maden ve kokular için 1/5 verilmesi  ,balık gibi gıda ürünlerinin satılınca parası nisaba dahil edilmesi (1/40) dir.

***Devenin Zekatı:
Hz. Peygamber'in hadislerinde develerin zekât nisbetleri şöyle gösterilmiştir (Buhârî, “Zekât”, 37-38):
5’ten 9’a    kadar  1 adet koyun
10’dan 14’e    "     2    "       "
15’ten 19’a     "     3    "        "
20’den 24’e   "     4     "         "
25’ten 35’e    "     1     "  iki yaşında dişi deve
36’dan 45’e   "     1     "  üç yaşında dişi deve
46’dan 60’a  "     1      " dört yaşında dişi deve
61’den 75’e   "    1     " beş yaşında dişi deve
76’dan 90’a  "     2    " üç yaşında dişi deve
91’den 120’ye "  2     " dört yaşında dişi deve

Hanefîler'e göre 121. deveden sonra tekrar baştan başlanır ve ödenecek zekât ilkinde olduğu gibi hesap edilir.

***Koyunların Zekâtı
Hz. Peygamber'in hadislerinde koyun nisbetleri ve bu nisbetlerde ödenecek zekât miktarı aşağıdaki şekilde gösterilmiştir (Buhârî, “Zekât”, 38):
1’den 39’a      kadar (zekâttan muaf)
40’tan 120’ye   "      1 koyun
121’den 200’e   "     2     "
200’den 399’a  "     3     "
400’den 500’e  "     4     "

Bir yaşını doldurmayan kuzuların ve iki yaşını doldurmayan danaların zekâtı verilmez, fakat koyunlar ve sığırlar da varsa, yavrular da hesaba katılır. Mesela 30 koyunu ve 10 kuzusu olan zekât verir.


***Sığırların Zekâtı
Sâime olan sığırlarda zekât nisabı 30 sığır olup, bundan azı için zekât gerekmez. 30 sığırdan 40 sığıra kadar, zekât olarak iki yaşına basmış erkek veya dişi bir buzağı verilir. 40 sığırdan 60 sığıra kadar, üç yaşına girmiş erkek veya dişi bir dana verilir. Tam 60 sığır olunca, birer yaşını bitirmiş iki buzağı verilir. Sonra her otuz sığırda bir buzağı ve her 40 sığırda bir dana verilmek suretiyle hesap edilir.
Zekât verme bakımından sığır ile manda arasında fark yoktur ve bunlar bir cins sayılır. Bir kimsenin 20 inek ve 10 mandası varsa, 30 sığırlık zekât nisabına sahip olmuş kabul edilir. Evde ailenen ihtiyacı için beslenen hayvanların zekâttan muaf tutulması, temel ihtiyaç maddelerinin zekât matrahı dışında bırakılması ilkesinin bir diğer ifadesidir. Ticaret amacıyla beslenen hayvanların ise ticaret mallarının hükmüne tâbi olacağı açıktır.


***Atların Zekatı
Tartışmalı bir konudur.İhtiyaç ve savaş için olanlar hariç aşağıdaki görüş mantıklı görünmektedir.
Ebû Hanîfe ve öğrencisi Züfer'e göre ise, "nesli elde edilip ileride satılmak maksadıyla, erkeği dişisi karışık bir halde yaşayan, senenin çoğunu otlaklarda otlayarak geçiren (sâime) atlar ya at başı 1 dinar veya paraya göre kıymetlendirilerek, bu değeri üzerinden 1/40 (% 2.5) nisbetinde zekâta tâbi tutulur."


***Sınaî servet, yatırım ve üretim ve araçları
Sanayi inkılabıyla birlikte ortaya çıkan bir durumdur ve modern çağ müçtehitlerince kıyas yapılarak belirlenmiştir.En mantıklısı:
Bu görüş sahipleri netice itibariyle, sanayi sektöründeki faaliyetleri ticarî faaliyetlere kıyas ederler ve klasik zekât uygulamasındaki yerleşik kurallar dikkate alınarak borçlar, malzeme, işçilik, üretim, pazarlama, yönetim, finansman vb. giderlerin maliyet hesapları yapılıp çıkarıldıktan sonra duran varlıkların zekâttan muaf olduğunu, dönen varlıkların ise net kâr ile birlikte % 2.5 oranında zekâta tâbi olacağını ifade ederler.


***Bina ve Nakil Vasıtaları
İhtiyaç veya üretim için kullanılan mal ,hayvan,eşya, bina  ve araç gereç vb. zekat verilmezken; ticari amaçla bulundurulan her türlüsüne zekat verilir.Örnek olarak  iş ihtiyacı için kamyon filosu kuran kişi kamyonların gelirinden zekat öderken; İhtiyacı olmadığı halde zekattan kaçmak için veya alım satım yaparak kar elde etmek için bir kamyon alan kişi bunun zekatını 1/40 üzerinden öder.
Bilumum kiralık evler, hanlar, dükkanlar, satılmak için yapılmış bekleyen binalar, daireler zekata tabidir. Bunlardan kiraya verilmiş olanların kira gelirlerinden zekat verilir. Satılmak maksadıyla yapılan binalar ve dairelerin, maliyetleri esas alınarak zekatları verilir.

Satış amacıyla değil de üzerine bina yapmak için satın alınan arsalara gelince bunlar için zekat vermek gerekmez. Ama arsa üzerine bina yapılıp da akar olarak kiraya verilirse bu akarlar için aldığı kira bedeli kadar zekat vermesi gerekir. Tarım arazisi olarak alınırsa ürününden zekat verilir. (Çağdaş Meselelere Fetvalar- Yusuf el Kardavi)


***Hisse Senetleri
Kişi hisseyi ne amaçla aldığını bilir.Eğer niyeti yükselince satmak, düşünce almaksa o oyuncudur.Amacı şirkete ortak olmaksa , yükselişlerde satmayacaksa ona yatırımcı denir.

a) Alimlerin çoğunluğuna göre bir şirketin hisse senetlerini, yatırım yapmak; bunların dağıtacağı kâr paylarından yararlanmak ve hisseleri de elinde tutmak amacı ile satın alan kişi, bu şirketin bina, makine ve demirbaşlarına hissesi oranında ortak olur. Bu durumda hisse sahibi, şirketin elde edeceği kâr ya da uğrayacağı zarara ortak olur. Şirketin kâr etmesi durumunda hisse sahibine isabet eden kâr payı, tek başına ya da başka birikimlerle birlikte nisap miktarına ulaşır ve üzerinden bir yıl geçerse % 2. 5 oranında zekatı verilir (Zuhaylî, El-Fıkhu’l-İslâmî ve Edilletuhû, II, 799).

Şirkete ortak olan hisse senedi sahibi zekat zamanı gelince kar payından payına düşenin zekatını ödediği gibi , şirketin ticari mallarının hesaplanmasıyla hissesi oranında bu malların zekatını da öder.

Ticâret eşyâsının zekâtı, zekât verilecek günkü alış bedelinden hesaplanarak verilir. (Büyük İslam İlmihali S. 146 Madde 42)
Tüccarlar, satmak için bulundurdukları malı senede bir defa sayıp, değerini hesap ederler. Borçlarını düşer, alacaklarını ilâve ederler ve kalan miktarın kırkta birini zekât olarak verirler.


b) Hisselere, elde tutulup kâr payından yararlanmak amacı ile değil de, alınıp satılmak amacı ile sahip olunursa bu hisseler ticaret malı olarak değerlendirilir ve nisap miktarına ulaşırlarsa piyasa değerleri üzerinden ve %2. 5 oranında zekata tabi olurlar (Zuhaylî, El-Fıkhu’l-İslâmî ve Edilletuhû, II, 774). 



FITIR SADAKASI:
Amr İbnu Şuayb, an ebihi an ceddihi (radıyallâhu anh) tarikinden anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) Mekke caddelerinde dellâl çıkararak şöyle ilan ettirdi:
"Duyduk duymadık demeyin! Sadaka-i fıtr her müslümana, erkek-kadın, hür-köle, küçük-büyük olsun vâcibtir. Bu, ya iki müdd buğday veya onun dışında bir sa' yiyecektir." [Tirmizi, Zekât 35, (674).]


Abdullah b. Ömer'in rivayetine göre: "Hz. Peygamber fıtır sadakasını 1 sâ` (ölçek) hurma ve 1 sâ` arpa olmak üzere köle, erkek, kadın, küçük ve büyüklere farz kılmış ve insanlar (bayram) namazından çıkmadan önce verilmesini emretmiştir" (Buhârî, "Zekât", 76; Müslim, "Zekât",12