ŞİA (CAFERİ- EHLİBEYT) HADİSLERİ

DAVRANIŞ VE AHLAK KAİDELERİ
 Gıybetin sınırı:
Hz. İmam Cafer Sadık’tan (a.s) fasık birinin açıkça fasıklık etmesi halinde o kişinin saygınlığının olmadığını ve gıybetinin haram olmadığı nakledilmiştir. Başka sahih bir hadiste imam Cafer Sadık (a.s) Hz. Resulullah’ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Her ne zaman benden sonra Allah’ın dininde şüphe oluştururlarsa, bidatler icat ederlerse, onlardan teberi ettiğinizi gösterin, onlara çok fazla hakaret ve lanet edin, onlar hakkında kötü söz ve yerici şeyler çokça söyleyin. İslam dinini bozmakta tuğyan etmemeleri için onlara hücceti tamamlayın. Böylece insanlar onlardan uzak kaçmış olsun ve onların bidatlerini öğrenmesinler. Eğer böyle yaparsanız Hak Teala size sevap yazar ve ahretteki derecenizi yükseltir.” (abna 24 sitesinden)


Hz.Ali sevgisinin sınırı ne olmalıdır:
“Benim hakkımda iki kişi helak olacaktır: Birisi aşırı sevenler (Gulat), diğeri de aşırı derecede düşmanlık edenlerdir (Nasibîler)” Nehcü’l-Belaga, Subh-i Salih, Hikmet: 117; Feyzü’l-İslam, Hikmet: 113.

Aşırılıktan uzak dur:
Benim ümmetimden iki grubun İslam’dan nasibi yoktur. Birisi benim Ehlibeytim’le bilerek savaşan ve diğeri de, dinde haddini aşan ve dışarı çıkan gruptur.” - Hürrü Amuli, Muhammed b. Hasan, Vesailu’ş-Şia, Beyrut, Daru İhya-i Turasi’l-Arabî, c. 14, s. 426, h. 14.


AİLE VE CİNSELLİK

Nikah :
Şia fıkhına göre, evlilik için şahitlik zorunlu kılınmamıştır. Evlilikte (nikah’ta) şahitlik, bir ihtilaf söz konusu olduğunda çocuğun nesebini ispat etmek, miras vb. durumlar için gerekli olur. Yoksa haddi zatında nikahın gerçekleşmesi için şahitlik gerekmez. Ancak talakta şahitlik gerekir. Bu konunun delili şu hadiste iyice açıklanmıştır:

“Muhammed b. Fuzeyl nakleder ki İmam Musa Kazım (a.s), Abbasi döneminin meşhur kadısı Ebu Yusuf’a şöyle buyurmuştur: "Allah Tebareke ve Teala kendi kitabında talakı emretmiş ve iki şahidin olmasına tekit etmiştir. Bu şahitlerin sadece adil olmalarına razı olmuştur. Ve kitabında evlenmeyi emretmiş ve onu şahitsiz bırakmıştır. Ama siz Allah’ın şahidi şart koşmadığı şeyde şahitliği yerleştirdiniz; şahitliği tekit ettiği şeyde şahitleri iptal ettiniz.” (Vesail-üş Şia, c.20, Hadis: 25133)


Cinsel Davranış ve Suçlar:
Gözünüz güzel bir kadına takıldığı zaman, evinize dönün kendi eşinizle ilişkide bulunun! Şüphe yok ki o kadında ne varsa kendi eşinizde de vardır."
Orada bulunanlardan birisi; "Ey Allah'm Resulü o şahıs evli değilse ne yapsin? diye sorunca Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Allah'tan, gökyüzüne bakarak görmüş oldugu o güzel kadın gibi birini ihsan etmesini istesin." ( Vesail'uş-Şia, Kitab'un-Nikâh, böl:l b:46, h:2 )



Cinsel ilişki esnasında kadının avretine bakmak kötüdür. Zira çocuğun kör olarak dünyaya ğelmesine neden olur.( Vesail'uş-Şia, Kitab'un-Nikâh, böl:l, b:59, h:6 2 - Bihar'ul-Envar, c.100, s.289, h:28. )



Muta Nikahı:
İmam Sadık (a.s) müt'anın önemini belirtirken şöyle buyurmuştur:
"...Müt'ayı inkâr eden ve onu helâl olarak kabul etmeyen, bizden değildir."( Bihar'ul-Envar, c.100, s.320, h:44. )


"Müt'a Kur'ân'da (açıklanmış) ve sünnette varolan bir şeydir."( Vesail'uş-Şia, Kitab'un-Nikâh, böl:9, b:l, h:5. )



Livata, ibnelik, homoseksüellik cezası:
İmam Cafer-i Sadık’tan (a.s) şöyle nakledilmiştir:
Emir-ül Mu’minin Ali (a.s) ashabından bir grup ile bir arada bulunurken, adamın birisi İmam’a gelerek şöyle dedi.Ya Emir-el Mu’minin, ben bir erkekle livata yaptım; beni temizle (bana had cezası uygula).Hz. Emir (a.s) şöyle buyurdu…Ey filani çık git evine; belki de sadece dokunmuş ve heyecanlanmışsın.Ertesi gün olduğunda, tekrar Hz. Emir-ül Mu’minin’e gelerek aynı şeyi söyledi.” İmam (a.s) da ona aynı cevabı verdi. Bu durum ilk itirafın ardından üç gün daha tekrarlandı ve dördüncü defaya ulaşınca İmam (a.s) ona şöyle buyurdu: “Ey filan, Allah’ın Resulü (s.a.a) senin gibilere üç hükümden birisine hükmetmiştir; hangisini istersen onu seç. “Onlar nelerdir Ya Emir-el Mu’minin” diye sorunca, İmam (a.s) şöyle buyurdu: “Boynuna bir kılıç darbesi, nereye varırsa varsın. Eli kolu bağlı bir dağdan aşağı yuvarlatılma, yada ateşle yakılma.Adam “Ya Emir-el Mu’minin, hangisi daha çetindir? diye sordu.
İmam (a.s) Ateşte yakılma” diye cevap verince, adam “O halde ben de onu seçtim ya Emir-el Mu’minin” dedi. İmam (a.s) O halde buna hazırlan” buyurdu. O da “tamam” deyip ayağa kalktı ve iki rek’at namaz kıldı. Sonra oturup şöyle dua etti…Allah’ım, ben bildiğin bir günahı işledim ve bundan korkup Peygamber’inin vasisi ve amcasının oğlunun yanına geldim ve ondan beni temizlemesini istedim.
O da beni üç cezadan birini seçmem üzere serbest bıraktı. Allah’ım ben onlardan en çetin olanını seçtim. Allah’ım, ben senden bunu benim günahlarıma keffaret kıl ve ahiretimde ateşinle beni yakma.” Sonra göz yaşları aktığı halde, kalkıp Emir-ül Mu’minin’in (a.s) kendisi için kazdığı çukurda oturdu. Ateş etrafını sarmaya başladı.
Bunu gören Emir-ül Mu’minin ağladı; ashabı da onunla birlikte ağladılar. Ardından Hz. Emir (a.s) şöyle buyurdu: “Kalk ey adam, gökte ve yerde olan melekleri ağlattın. Hiç şüphesiz Allah senin tevbeni kabul etti; kalk ve bir daha bu işlerden bulaşma.” Benzer bir olay, Safvân-ül Ekhal isminde bir şahıs hakkında da nakledilmiştir. (Sefinet-ül Bihar, c.2, s.37-517)


KAMU HUKUKU

İmamet:
"Zamanının imamını tanımadan ölen kimse cahiliye ölümü ile ölmüştür." Usul-u Kafi, c. 1, s. 377, Bihar-ül-Envar c.23, s.77. hadis no: 4, 5, 66, 78. Kenz’ul-Ummal, c.1, s. 103, hadis no: 463-464, Müsned-i Ahmed, hadis no: 16271, 5631, Sahih-i Müslim, hadis no: 3441, Müsned-i Teyalisi, s. 259, Nefehat-ül Lahut, s. 13, Yenabi’ül-Meveddet, s. 117, Mucem’ül-Kebir, c. 10, s. 350, Müstedrek’üs-Sahihayn, c. 1, s. 77, Hilyet’ül-Evliya, c. 3, s. 224, el-Küna ve’l Esma, c. 2, s. 3, Sünen-i Beyhaki, c. 8, s. 156, Cami’ül-Usul, c. 4, s. 70, Şerh-i Sahih-i Müslim, Nevevi’nin, c. 12, s. 440, Mecme’üz-Zevaid, Heysemi’nin, c. 5, s. 218, 219, 223, 225, 312, Tefsir-i İbn-i Kesir, c. 1, s. 517.



SİYASİ İŞLER VE YÖNETİM

İranlılar ile ilgili hadisler:
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “İslam’da insanlardan en büyük nasibi olanlar İran halkıdır.” [Kenz’ul Ummal, 34126]

Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “İslam sayesinde Acemlerden (Arap olmayan) en mutlu millet İran halkıdır.” [Kenz’ul Ummal, 34125]

Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Rüyamda beyaz bir koyun sürüsünün siyah bir koyun sürüsüne karıştığını gördüm.” Ashap şöyle arzetti: “Bunun tabiri nedir, ey Allah’ın Resulü!” Peygamber şöyle buyurdu: “Acemler (Arap olmayanlar) bu din ve nesebinizde, size ortak olacaklardır. Eğer iman Süreyya yıldızına bile asılacak olsa, şüphesiz Acem olan bir topluluk onu elde edecektir. İman açısından onların en mutlusu İranlılardır.” [Kenz’ul Ummal, 34134]

Bir rivayette ise şöyle yer almıştır: “Rüyamda bir kuyudan su çektiğimi, birinin onun üzerinden atladığını, yanında bir miktar keçi bulunduğunu gördüm. Daha sonra çok sayıda koyun yanıma geldi ve ben onları Müslüman olacak olan Acemler (Arap olmayanlar) diye tabir ettim.” [Kenz’ul Ummal, 34135]

Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “İbrahim (a.s) Iraklılara (İran) beddua etti. Allah-u Teala ona şöyle vahyetti: “Bu işi yapma (beddua etme.) Zira ben ilmin hazinelerini onların arasına bıraktım ve rahmeti onların kalbine yerleştirdim.” [Kenz’ul Ummal, 34127; Bu hadiste Irak’tan maksat, İran’ın o zamanki Irak bölgesidir. çünkü o zaman İran’ın sınırı Afganistan’dan Irak’a kadar uzanıyordu.]

Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Eğer ilim Süreyya’da olsa şüphesiz İranlılardan bir grup onu elde edecektir.” [Kenz’ul Ummal, 34137]
Not: Kenzul Umal'da bunlara benzer pek çok rivayet vardır.



İmam Mehdi'nin 313 Has Yaranı Hangi Ülke ve Şehirlerden Olacak:
....Bafradan 5 kişi... (Şeyh Muhammed bin Hebetullah Trablusi “Kebir” kitabında bu rivayeti nakletmiştir. Bu hadisin bir benzerini ve buna ilave olarak iki tane başka hadisi de “Delailu’l İmamet” kitabında nakletmiştir. )( (Abna :24 sitesinde kaynak ve açıklamalar uzun uzadıya verilmiştir)   )







YEME İÇME -GİYİM KUŞAM - EĞLENCE

İÇKİ:
Hz.Ali:“Sarhoş edici şeyden içen kimsenin kırk gün ve kırk gece namazı kabul olmaz"el-Hisal, 632/10


Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Her kim şarap içerse kırk gece namazı kabul olmaz. Eğer yeniden içerse, içtiği günden itibaren kırk gece daha namazı kabul olmaz. Bu kırk günde tövbe etmediği halde ölürse Allah kıyamet günü ona cehennemliklerin irinleriyle karışık olan çamurdan içirir.” el-Bihar, 79/131/20



ÖRTÜNME AYETLERİ HANGİ OLAY ÜZERİNE GELDİ:

İmam Bakır (a.s)’dan şöyle rivayet edilmektedir: “Bir gün, Medine’nin o sıcak havasında, her zamanki gibi eşarbını arkasına atmış, boynu, kulakları ve küpeleri gözüken genç bir kadın sokaktan geçiyordu. Peygamber Ekrem (s.a.a)’in ashabından olan genç bir adam ise karşıdan geliyordu. Gördüğü bu manzara, onu o kadar etkimiş ve o güzel kadını seyretmeye öyle dalmıştı ki, hem kendisinden ve hem de etrafında olan şeylerden bihaber olmuştu, hatta önüne bile bakmıyordu. Kadın başka bir sokağa girdiğinde o genç adam da gözleriyle kadını takip ediyordu. Bu şekilde ilerlerken, aniden duvarda bulunan bir kemik ve ya şişe parçası çıkıntısına çarpar. Genç adamın yüzü yaralanır ve kendisine geldiğinde, başını ve yüzünü kanlar içinde bulur. Bu şekilde Peygamber Ekrem (s.a.a)’in yanına giderek olayı anlatır. Feyz-i Kaşani, Tefsir-i Safi, c: 5, s: 230; Mutahhari, Murteza, Mecmue-yi Asar, c: 19, s: 485

Tam o sırada örtünme ile ilgili ayet-i kerime inmiştir.”“Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler.”Nur Suresi, 31. ayet,


TAVLA ,SATRANÇ ,MÜZİK VE İSLAM:

Hz. Muhammed s.a.a:
…Selman, “Bunlar da mı olacak, ya Resulallah?” diye sordu. Buyurdu ki.Evet, canımı elinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki, ey Selman, bütün bunlar olacak ve o sırada haramlar çiğnenecek, bol günahlar kazanılacak ve kötüler iyilere musallat olacaklardır. Yalan her tarafı kaplayacak, inatçılık insanların tipik bir davranışı hâline gelecek, yoksulluk baş alıp gidecektir.

İnsanlar giysilerle birbirlerine karşı övüneceklerdir. Üzerlerine yağmur mevsimi dışında yağmur yağacaktır.Vakit geçirmek amacıyla tavla, satranç gibi oyunlar oynamayı ve müzik dinlemeyi hoş karşılayacaklardır. Marufu emretmeyi ve münke-ri nehyetmeyi hoş karşılamayacaklardır…Biharul Envar, c. 6, s. 306
Fetva :
AYETULLAH SİSTANİ
Soru: Tavla kumar aletinden olmazsa oynamak haram mıdır?
Cevap: Bahissiz dahi olsa tavla oynamak haramdır.
Soru:Tavla ve satranç oynamak haram mıdır?
Cevap: Satranç ve tavla oynamak haramdır.